24 Ağustos 2009 Pazartesi

Şemsiyye bile olamayacak adamlar


I
bencileyin şu garibe bir gün şems dedi Allah'ın bir kulu.
sonra da şekillendirmeye kalktı güneşini
oysa güneş aya göre şekillenmezdi.
iyi kötü hiçbir ışık pervaneye göre yola girmezdi.
girmedi de...

nalıncı keseri gibi vurdu adama o biri
şems böyle olmaz diyerek, kafasına kafasına
adam feryat etti ben şems değilim diye.
keserle sapın kavgası böylece sürdü gitti.

adam isyan etti sonunda
ne senin dediğin gibi şems olur, ey yolcu
ne de benim şems olmakta gözüm var.

öfkeyle ben şems değilim dedi adam
sakladı ışığını bir kara delik gibi içine
daha kötü, daha karanlık olmaya karar verdi.

ne şems kaldı ne mevlana...

...................

II
eski zamanlar
nette mirc diye bir programla sohbet ediyoruz dostlarla.
bir gün dedi ki biri. bir hocamız gelecek Avusturalya'dan sohbete. Çok severiz kendisini. Geldi de muhterem zat. ancak bir hoca beklendiğinden haberi yok, o geyiğe gelmiş. başladı hanfendiye iltifata. bense misafir oyuncu izlemekteyim. dedi ki lafın sonuna doğru bi yerde :
-ayağınızı bastığınız yerlere, secde edeydim...

Hüoooppp hoca! dedim... Hovardalık da yapıcaksan edebinle, Hocalık da yapıcaksan edebinle. sapla samanı, tozla dumanı karıştırma burda. Hoca adamsa bana cahil damgasını vurarak, şu dumur açıklamayı yaptı:

-Ayağınızı bastığın yerlere secde edeydim demek. evinize gelip misafir olaydım, tahiyyatül mescid kabilinden iki rekat namaz kılaydım demektir. Siz fesatsınız beyfendi.

-Hoca başlatma şimdi senin misafirliğinden ya edebinle dur ya da çektir git! dedim.
Kızcağız da bakakaldı.

İnsan bazen şu lâiklik ne güzel şey diye düşünüyor. Din adamlığı ile hovardalığı birbirinden ayırabiliyorsun hiç olmazsa. Sevgili bacılar siz siz olun. Ben gibi serserinin biri olup, Şemsiyye bile olamayacak adamlara Şems demeyin. Kendi halindeki gariplerin bari, aklını yolundan çevirmeyin...

Hiç yorum yok: