25 Kasım 2009 Çarşamba

Kriz günlüğü



Nefesin kesildi... susadın da şimdi sen.

Sesim geliyor mu?.. kulaklarının uğultusuna karışıp,

Sana güzel şeyler söylüyorum... nefes nefese kalışın bundan.

Şarkı söylemeyi bilmem ama, mırıltılarım şarkı tadında... ve rüzgara karışıyor,

saçlarını dağıtan rüzgara...

Bir ağaca yaslan... Az soluklan... Biliyorum, biliyorum yükün ağır.

Sevdamın hafif olduğunu kim söyledi...

okkalı bir şamarı haketmiş olmalı bunu söyleyen... kem sözlere bakma sen.

Kar buz, ayaz içinde ter bastı ruhunu değil mi?...

Eğil, aklın kaç karış havada şimdi. Yüksek dallara çarpacaksın.

Şşşş... Nabzın kaç atıyor? böyle.... Söyle...

Dedim ya yükün ağır, denizde yelkenlileri alıp götüren rüzgar... karada eteklerine dokunabilir ancak...

Dokunmasın Alçak... Alçak rüzgar, hain rüzgar. Söyle nerede bahar?

Yok, yok bu böyle olmayacak...

Madem ki yollar birlikte yürümek içindir, omuz vermeli omuzuna... Tutmalı ellerini.

Mevsim bahar olurken, yokuşlar birlikte çıkılacak...

Hiç yorum yok: