29 Ocak 2010 Cuma

AcıTan yemekler yenmez

ERKAN BAL

Hayat, herkes için güzellikler getirsin... Getirmeli de. Acı tatlı günleri olur insanın. Sever, sevdiklerini kaybeder... Bazen bir aşk acısıdır yüreği dağlayan, bazen bir trafik kazası. Bazen toplumsal yaralara yol açan depremler.... Mutfağınızda pişen yemekler acı olabilir. Acıyı sevebilirsiniz de. Ben pek sevmem gerçi (Adana'yı) saymazsak... Ama

hayatınızda yeteri kadar acı göreceksiniz merak etmeyin. O yüzden kendi acılarınızı kendiniz üretmeyin.

Kader, alınyazısı ve başa gelenler. Hep kötü yönleri ile hatırlanmaz. Hepimiz birbirimizin hayatında izler bırakırız. Acı, tatlı. Kimse vatan haini doğmadığı gibi, herkes de kahraman olarak ölmez.

Hep yolculukların zorluklarını düşünürüz ama yolcusunu sırtında taşıyan yolların çilesini bilmeyiz. Kaç kişi ağlamıştır "o ağacın altında" kaç kişi beklemiştir gelmeyen sevgilisini ve kaç anne çıldırmıştır kollarında evladı eriyip giderken hastane koridorlarında... Bir hastanın ciğerleri parçalanıyor, birisi kan tükürüyor ve siz aşk acısı çekiyorsunuz...

Aşık oldunuz. Yüreğiniz sızladı. Hayırsızın biriydi fikrimce"ydi belki şairin dediği gibi. Belki de sizi kader ayırdı. Onun hataları, kendi hatalarınız veya bir yaz aşkıydı, bir liseli düşü... Aşksız olmaz... haklısınız.

Bir öğün, iki öğün üç öğün.... Canınızın acısını büyüterek paylaştığınız, çoğalttığınız yürekler de pes eder bir gün. Çünkü acılardan yemek pişirilmez. Acılı evet ama acının kendisinden yapılan yemekler yenmez...

Kesin çizgilerle ayırmıyorum ama bir yazarımız Kasım sayımızda Babasının kaybını paylaştı. Acı'nın yemeği budur. Buna rağmen derler ki ölenle ölünmez. Yol ortasında bir maganda kurşununa bebeğini kurban veriyor bir anne. Bir mehmetçik can veriyor dağlarda, kor düşüyor yavuklusunun yüreğine. Bir iş makinası koparıp alıyor Ali usta'nın umutlarını. Bir kadının bedeninden söküp alıyorlar yavrusunu neşter izleriyle... Bir çocuk küçücük yaşında tecavüze uğruyor, yetmedi bir sapık kesiyor boğazını..

Ve siz aşıksınız... Aşk acısı çekiyorsunuz. Ayrılık acısı çekiyorsunuz. Suçlar icad edip, günahlar ödüyorsunuz yürek cehenneminizde... Yetmiyor halinizi, hatırınızı sorana, yüzünüzden bir tebessüm bekleyen ailenize, anne babanıza buğzediyorsunuz.

Neden, aşıksınız diye mi? Aşk acıtır kabul... Aşk acı dır.. Ona da peki...
Yemekler acı da yenir evet ama acı"T"an yemekler yenmez...

Erkan Bal

Hiç yorum yok: