17 Nisan 2010 Cumartesi

Aşk şarktır, şarklıdır



Bütün aşkların, klasik olmuş sevgilerin, masalların temeli şark'tır hep şark'lı konuşur ağustos böceği gibi şarkı söyler, ağlar sızlar.

ömrü arabesk acılarla geçer. garp'lı ise çalışır karınca gibi ne devletten yana ne de gelecekten yana korku ve kaygıları yoktur karıncaların. çünkü sistemleri tıkır tıkır işler. sevmenin de, aşık olmanın da biraz matematiği, kapitalist amaçları vardır onlar için.

peki karıncalar aşık olmaz mı? olur tabi ama karınca gibi. o yüzden insani değerleri de sevdaları da daha şehir, daha şekil ve menfaat kokar. onların arabesk acıları, gözü yaşlı sevdaları bizim kadar yoğun ve yorgun değildir.

oysa biz şark'lılar hayatı bir ağustos böceği gibi biraz tembel, biraz miskin ama bol acılı yaşarız. şarkılarımız ve sevdalarımız içimizi titretir gözümüzü yaşartır. bu sevda biçimi bir çok garp'lıya garip, anlamsız ve mantıksız gelir. oysa şark'lılar için aşkın mantığı yoktur. acı çekilmeyen gözyaşı dökülmeyen aşk bize göre aşk bile değildir. coğrafyamızdaki herşeyin kaderi gibi aşklarımız da hüzün kokar, sevdalarımız arabesktir bizim.

karınca kararınca dediğimiz bir aşkı yaşamaktansa, ağustos böceği olmak biz şarklıların şansıdır bir bakıma. ne mutlu karınca gibi çalışıp, ağustos böceği gibi aşık olabilenlere...

---------------------------------

* Hamiş: Şark=doğu, Garp=batı

7 yorum:

Zeynep dedi ki...

aşkın ötesinde bir sevgi türü daha var ki..
KARA SEVDA..sevginin en derin hali çok güçlüsü..

cecil dedi ki...

....aşk'lı yazıları seviyorum..ve her okuyuşumda anlıyorum ki aşk kişinin kendinde olanı.. şair ne kadar desede "ölümdür tek başına olan aşk iki kişilik!" aşk bizdeki.. içimizdeki..ve en bayıldığım aşk tanımını yazmadan geçemiyeceğim
"aşk,bir görme kusurudur...
sevgiler...

AnTiPaTiK YoRuMCu dedi ki...

Resme bayıldımmmmmmm....ama gülmektenn ;) Resim seçimi konusunda şairliğiniz ve yazarlığınız kadar iyi değilsiniz Erkan bey...çok şaşırttınız beni :))

üryan dedi ki...

hilmi yavuz'un doğunun savdaları dörtlemesinin anımsadım yazıyı okuyunca..

sen ilkyazı önce kendinde oluştur
ve sonra büyüt hiç solmayanı

bir dağ ki kendinden umulmayanı
senin yüzünden devşirip birden
ve en hoyrat, en sevecen
gözlerin ağır bir suçtur
ve benim kalbimi yeniden yazabilmek için
el aldığım çok olmuştur
eski futuvvet namelerden
sen o ki dokunuşların
ve acının derin bahçıvanı
sevda belki bir susuştur
ve kim bilir, nasıl ve nemden
gelen bir türküyle duyulmayanı
bir soluk güldür, ki duyurmuştur
eski futuvvet namelerden

sen ilkyazı önce kendinde oluştur
ve sonra yürü yol olmayanı..

Erkan BAL dedi ki...

@cecil: teşekkürler yorum. için. yüreğine sağlık. evet aşk olsun.

Erkan BAL dedi ki...

@üryan: amenna...

Erkan BAL dedi ki...

@Antipatik yorumcu: çok antipatiksiniz:))