sevgi var ya şu sevgi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sevgi var ya şu sevgi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Mart 2010 Pazar

Sevgi var ya şu sevgi



Hiç düşündünüz mü acaba; sevgi bir öğreti, bir kazanım mıdır yoksa sadece Allah vergisi bir değer midir?Sevgi öğrenilip öğretilebilir mi? Anne babamızı nasıl, yârimizi nasıl, eşimizi dostumuzu nasıl sevmeliyiz bunun bir kuralı olabilir mi?

Ölçüsü derecesi var mıdır? Aşktan bahsetmiyorum. Aşk söz dinlemez bir isyan, bir rüzgar, bir tatlı beladır insanın başında. Ama ya sevgi? Sevgi kontrol edilebilir mi? Beni böyle sev seveceksen mi dersiniz Orhan Gencebay gibi? Ya da dostluklarınızı az sevdiklerim, çok sevdiklerim diye sınırlandırabilir misiniz?

Az sevdiklerim çok sevdiklerim. Uğruna riski göze aldıklarım, yanında dünyayı umursamadıklarım, canımı verebileceklerim gibi bir kategorize etme şansınız var mı? Haydi diyelim sevgi öğrenilebilir ya öğretilebilir mi? Öğrenilen her şey neticede öğretilebilir de diyebilir miyiz? Okulunu açsak; acaba insanlara kimi nasıl nice seveceklerini öğretebilir miyiz?

Çok sevmenin ölçüsü nedir? Nasıl ölçülebilir bu? Ona yaptığımız fedakarlıkların benzerini bize yapamayan birisi bizi sevmemiş mi sayılır? Yoksa sevgiler de bencil midir? Sadece kendi egomuzun beklentileri midir? Vermeyi de dilediğimizce almayı da dilediğimizce biçimlendirebildiğimiz ve bu kalıplara uyarsan beni sevmiş olursun dediğimiz bir söylemin tarif ettiği şey sevgi midir?

Ya da mesai saatlerinde var olan hafta sonları biçim değiştiren sanrılar mıdır sevgi? Yani sevdiğinizi bir yaz aşkı gibi mevsimi gelene kadar derin dondurucularda saklayabilir misiniz?

Sabah göz kapaklarınızı açtığınızda yanı başınızda olan herkese duyulan şey midir sevgi? Yoksa bir ömür boyu beklemek midir gelmeyecek olsa bile sevdiğini? Veya yanıbaşımızdayken kıymetini bilmeyip kaybettiğimizde ardından ağladıklarımıza duyulan hüznün adı mıdır sevgi?

Sadece ayırabildiğiniz vakitlerde sevebildiğiniz bir kedi yavrusu mudur? Huzur evlerinde ziyaret ettiğiniz ana babanız, bir yakınınız mıdır sevgi? Bir çocuk mudur yoldan geçerken başını okşadığınız?

Uzaklardan telefon açıp canım halam, teyzem dediğiniz ama yanınıza geldiklerinde varlıklarından habersiz davrandığınız insanlara gösterdiğiniz yalan gülümsemeler midir sevgi? Yoksa yeşil midir sevgi, hani kırlarda koşan çocuklar gibi ? Bir fidan mıdır besleyip büyüttüğünüz? Bir umut mudur karşınızdaki insandan da görmeyi beklediğiniz.

Tanrının bir armağanı ve içinizde saygıyla hoşgörü ile zaman zaman da fırtına boran kar ile büyüttüğünüz kökleri derine gittiğince yaprak açan, boy salan asırlık bir çınar mıdır sevgi?

Soruları da cevapları da bir hayli uzatmak mümkün. Siz yine de bir düşünün sevgi bir yemek midir içine katılacakları kendinizin belirleyebildiği? Yoksa deli bir sanrı mıdır, kendimizi şu dünyada avutmak adına sığındığımız?